bugün
yenile
    1. 32
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hiç çalışmayıp vizesinden 16 aldığım dersin çok çalışarak finalinden 15 almam
    2. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bu defa olacak dediğim her şeyi son defa denemiş oluyorum.
    3. 16
      +
      -entiri.verilen_downvote
      1la sabah sabah dgwgaqhqv - smix 19.10.2016 12:02:02 |#2844200
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      teog'da 5'ten az net çıkaran çocuklarımızın hikayeleridir. lan hepsinini a yapsan 5 net garanti lan.
    5. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ben hep diş hekimliği istemiştim hayalimdeki meslekti . lisede ygs lys ye girdim bi halt olmadı ertesi sene bi daha hazırlandım yine diş olmadı sonra bi daha hazırlandım ama adı sadece üniye hazırlıktı yine olmadı bende bıktım acıkcası ytü elektrik müh. geldim sonra orada ingilizce cıktı basıma ilk yıl hazırlıkta kaldım hem not hem devamdan bizim okulda sistem farklı bi sene hazırlıkta kalırsan ertesi sene kendi çabalarınla hazırlığı geçeceksin eğer 2. senende de veremezsen okul seni türkçe bölümü olan farklı bi okula gönderiyo neyse 2. sene oldu başladım işte bi kursta yapamayacagımı anladım ingilizceyi acıkcası hiç sevmiyordum bi karar verdim bi daha hazırlanacaktım hazırlandımda büyük bi özgüvenle cok rahat yapıyodum zaten sonra sınavlara bi girdim diş yine yalan bende yıldıza yerleştiğim puanı kullanarak yozgat mimarlığa yatay geçiş yaptım kız arkadaşım yozgata geldiği için . buradanda gano işe yatay geçiş yapmayı düşünüyorum eğer buda olmazsa alın size tam bi başarısızlık öyküsü. yeminle su kadarı yazınca ne kadar başarısız bi insan olduğumu gördüm :(((
      0kısmet değilmiş demek ki - delii 17.09.2017 09:59:19 |#3390544
    6. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      annem. beni doğurması
      0aslında bu bir başarı hikayesi olur. çünki istenen iş gerçekleşmiş, sen yumurtaya girebilen ilk sperm olarak bunu başarmışsın tebrikler!!! :) - irdalbaggal 19.10.2016 15:25:41 |#2844317
      0da benim gibi insan cıkacagını bılmıyordu ıste:d - rocknpilavayran 19.10.2016 18:04:13 |#2844382
      0şimdi bir holywood filmi repliği gibi konuşucam ama , bence kendine haksızlık ediyorsun her insan yaşamaya ve doğurulmaya(!) değerdir. :) - irdalbaggal 19.10.2016 20:01:21 |#3336636
      butun yorumlari goster (4)
    7. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sorun hiç başarı hikayemin olmaması orta okulda 0 beklediğim yazılıdan 100 almıştım tek başarım bu sanırım
    8. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      19 yıllık hayatım.
    9. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      başarısızım, hangi konuda mı? ben saymayı bırakalı 4 yıl oldu, boşversene.
    10. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      üni3'te vizesinde 1 sayfa yazı yazıp grafikler falan çizip 0 aldığım kamu maliyesi'nin finaline girip tek cümle yazıp 5 puan aldım.
    11. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      statikten vizede 5 finalde 10 , büt'ün olduğu gün hem sınavı hem otobüsü kaçırdım.evet ben bir malım :d
    12. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ygs
    13. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ilk kez birine aşık oldum, açıldım ben de seni seviyorum dedi. sonra iki hafta sonra yanılmışım deyip eski sevgilisiyle barıştı. hayatımın en güzel 2 haftasını en kötü bir buçuk yılıyla değiştirdi. şuan 2 yıl olacak ben hala ondayım ama artık üzülemiyorum bile.
    14. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yine bir sohbet tadında iki kişinin konuşmasını size aktarayım... a - hayatta hiç bir başarım yok b - niye öyle düşünüyorsun , spermlerin içinde birinci olmuşsun bu da bir başarıdır. a - ikizim var diyerek konuşmayı sonlandırır =)
    15. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      az evvel ilk defa torrentten indirdiğim bir filmi izleyemedim. rar dosyasına koyulan şifreyi indirmek, indirmek için de anket manket doldurtan sitelerden teklif yerine getirmek lazım. yer mi anadolu çocuğu lan? o şifreyi yazanları yapıp alsam, ki o yapanları yazıp alsan bilgisayar virüs taşar üstüne bilgi kaptırırsan geçmiş olsun, bile içindeki dosyada film değil bir virüs bombası olacağını bilmiyoz mu? aslında bunu şifre kırma programıyla şifreyi kırdırtmaya başladığımda düşündüm de neyse. velhasıl 2 gb boşa gitti. bırak onu 38 dakika süren indirmenin 20 dakikasında sandalyede oturup utorrent ekranını izlemiştim işsizlikten. üzüldüm.
    16. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      i̇ndirmeye çalıştığım 6 gblik iso dosyası 5.7 gb da iken hata verdi ...
    17. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      şirkette sınav yapılıyormuş nasıl olsa beni sınava dahil etmeyecekler düşüncesi ile beni arayıp ilk sınava giren benim olmam.
    18. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ilkokulda bütün hocalar başarı hikayeleri anlatıp bizim motivasyon ihtiyacımızı karşılardı.yine bir gün sınıfın yarısı kitaplarını getirmemiş hoca belli bize bir şeyler anlatacak, iyi bir işimiz olması için bize öğüt verecek diye düşünüyorum çok da dinleyesim yok, hocayı da pek sevmediğim için kadına pek tahammül de edemiyorum açıkçası. orta yaşlı bir kadındı belli bir tecrübesi olduğu her halinden belliydi zaten lafa da benim zamanında bir öğrencim vardı diye başladı, dedim tamam bir başarı öyküsü geliyor. bir öğrencim vardı babası pazarcı, haftasonları pazara babasıyla gittiği için hafta içi eli yara bere olurdu, bir gün yanıma oturttum konuştum ben babam gibi pazarcı olmak istemiyorum deyip bana yara bere olan ellerini göstermişti bende ona ders çalışması gerektiğini ve ders çalışırsan iyi bir konuma geleceğini söyledim ama yine de beni dinlemedi ve derslerine çalışmadı, üniversite sınavını da kazanamayınca babası gibi pazarcı olmak zorunda kaldı.bir gün okul ziyaretine yanıma geldi elleri yara bere içindeydi, hocam ellerim dedi sustu. o kadar pişmandı ki hayat ona ikinci şansı sunmadı deyip bitirmişti ilk defa başaramayan insanın öyküsünü duymuştum şaşırmıştım da daha sonra ya ders kitaplarınızı getirin ya da beni daha fazla yormayın demişti. o günden sonra daha dikkat eder olmuştum derslerime her şey için daha çok çabaladım çünkü biliyorum hayat ikinci bir şansı kimseye vermez, hayat şımaranları da sevmez. (şeyma subaşı hariç)
    19. 11
      +
      -entiri.verilen_downvote
      benim için en büyük başarısızlık hikayeleri başarının kıyısından dönülen hikayelerdir. o sırıkla atlarken daha yükselemeden düşenler değil de tam çubuğu geçerken kıçıyla sopaya dokunanların hikayesi. kıyısından dönmek. başarısızlıkların en kötü olanı tam olarak bu başarısızlık türüdür. kıyısından dönmek! açıklayacağım. şimdi başarının kıyısından dönmek neden en kötü başarısızlık türüdür onu anlatmak için bir somutlama yapalım. basit bir örnek vermek istiyorum. alışveriş merkezlerinde 1 lira atıp konsol kontrolünde kıskaçla oyuncak almaya çalıştığımız aygıt vardır bildiniz değil mi? heh işte o aygıt tam olarak bu başarının kıyısından dönme prensibinin paraya çevrilmiş halidir. çünkü o makinede işleyen prensip insani zaaflar temeliyle çalışır aslında. örneğin oyuncak bebekleri kıskaç ile yakalamak o kadar da zor değildir mesela o makinede. genellikle kıskaca yakalatırsınız oyuncağınızı. daha sonra kıskaç kapanır oyuncağı bir şekilde yakalar ve havaya kaldırır tam atmanız gereken haznenin içine doğru götürürken anında düşüverir oyuncak. her şey çok güzel giderken, tam da oyuncağınızı kazanacakken aniden düşürürsünüz oyuncağı. kazanmanın kıyısından dönersiniz. işte başarının kıyısından dönmenin minik bir modellemesi bu makine olabilir. peki neden en kötü başarısızlık budur? çünkü o kadar yaklaşmışsınızdır ki oyuncağı kazanmaya bu yakınlık sizi tahrik eder bir daha denersiniz. bir daha… bir daha… bir daha… neden? çünkü kıyısından dönmüşsünüzdür. bu kadar yaklaştıysam biraz dikkat ile yapabilirim hissine kapılırsınız. o makine bu hissinizi paraya çevirir. o makinenin başına geçip de tek seferde alan ya da bir kere oynayıp bırakan insan sayısı sanırım epey azdır. makine bu şekilde para kazanır. zaaflarınızı kullanır. oysaki makine biraz daha farklı bir prensiple çalışıyor olsaydı. yani kıyısından dönmek yerine yetenekli olanlar, ya da işin pratiğini çözenler kolayca alabiliyor, bunu beceremeyenler de daha oyuncağı yakalamayı bile yapamıyor olsaydı bu durum olmayacaktı. oyuncağı kıskaca bile tutturamayan, yani başarıya yaklaşamamış olanlar bu işten çoktan uzak duracaklardı. tahribatları daha az olacaktı. oyuncak makinesi üzerinden gittik ama gerçek hayat da tam olarak böyle işliyor işte. hayat; en çok başarının kıyısından dönenleri, yani arafta kalan o zavallı insanları sikiyor aslında. hehe evet ben de onlardanım. :) örneğin her hangi bir kavram üzerinden bir başarı başarısızlık skalası yaptığımızı düşünelim. bu skalaya da 0-100 arasında bir puanlama ölçütü koyalım. bu puanlama türünde 60 puanı da başarı eşiği olarak kabul edelim. bir insan bu başarı ölçütünde 70-90 puan gibi bir başarı elde ettiği zaman onun için her şey kolaydır. başarı tahribat bırakmadan elde edilmiştir bir sıkıntı yok. aynı şekilde 20 puan almak başarısızlık olsa da, kötü bir durum olsa da aslında tahribat gücü son derece azdır. başarısızlık hasarı son derece minimalize edilebilmiştir. peki ya bu insanların başarı puanı 55 olsaydı? 58 olsaydı? işte asıl başarısızlık, asıl tahribat burada başlıyor. bir başarısızlık olarak başarının kıyısından dönmek! ayrıca burada başarı diye isimlendirdiğimiz şeyi hayata dair her şeyin yerine koyabilirsiniz. iş hayatınız olabilir, eğitim hayatınız olabilir, aile ilişkileriniz olabilir, eşiniz olabilir, hedefleriniz olabilir, “idealleriniz” olabilir! hayata dair her türlü hedefinizde olabilecek en kötü senaryo arafta kalanlarımızın başına gelir. 58 puanda kalan o zavallıların başına gelir. bu en kötüsüdür. insan olmak zaaflarla dolu olmaktır. zaaflarımız bizi insan yapar. ben yıllardır zaaflarımızı kokluyorum. zayıf noktalarımız neler onları anlamaya çalışıyorum. tutarsızlıklarımızı keşfediyorum ki bitmiyorlar bir türlü. bir işte kesin olarak başarısız olan insan için bir problem yoktur. tamam der artık. bu hedef, bu idea benim altından kalkabileceğim bir şey değilimiş. buradan sonra hayatını sağlıklı bir şekilde check eder ve doğru yere kanalize olmasını bilir. ama bir işte başarının kıyısından döndüğün her an içimizden bir ses bizi her zaman gıdıklar “daha iyisini yapabilirdin!” bu gıdıklayıcı sese hiç utanmadan, sağlıksız olduğunu bile bile kulak veririz. hatalar yaptığımıza, yanlışa meylettiğimize inandığımız halde bile bile kendimizi kandırırız. hırslarımızın kurbanı olur o kıyısına kadar geldiğimiz eşiğin diğer ucuna atlamayı isteriz. bazılarımız bu hırs ve kararlılığını doğru yönlendirir ve gerçekten ucuna kadar geldiği o eşiğin karşı tarafına atlamayı başarır. ama bazılarımız… bazılarımız ise her seferinde biraz daha yaklaşsa da sonsuza kadar aşamayacağı bir eğri grafiği oluşturur o eşiğe karşı. o eşik ki kendisinin tabusu olmaya başlar. üstesinden gelemediği, alt edemediği koca bir zaafa dönüşür ama yine de asla görmek istemez. başarı hırsı değildir bu, kıyısından dönmüş olmanın kabullenilememişliğidir bu. bu kadar yaklaşmışken kaybetmiş olduğu gerçekliğine ikna edemez kendini. sonra mı? bu tabulaşmış zaaflar, hayat boyu altında kalacağı koca koca yaralar açar insana. arafta kalmış olanların kaderi, kendi açtığı yaralarla yaşamaya alışmakla başlar. bütün mücadelesi kendi yaralarını sarmakla geçer. hani çizgi filmlerden aklımda kalan bir eşek geliyor aklıma. hani ucuna havuç bağlanmış sopayı uzatırlar eşeğin önüne de sürekli olarak yürümesi sağlanır eşeğin? işte arafta kalanlar tıpkı o eşek gibidir. o sopayı fazlasıyla uzun yaparsanız eğer, yani eşeğin asla ulaşamayacağını anlayacağı kadar uzakta tutarsanız o havuca eşek yürümez. çünkü bilir o eşek. o havucun ulaşamayacağı kadar uzakta olduğunu anlar en sonunda. ama havucu yakınına tutarsanız eğer… sanki neredeyse yakalamışçasına yakınında tutarsanız o havucu realiteye asla ikna olamaz o eşek. sanki biraz daha yürürse o havucu yakalayacağım sanır. çünkü havuca çok yakındır. neredeyse burnunun dibinde olan havuç için biraz daha… biraz daha.. biraz daha… yürümeyi göze alır eşek. merhaba. o eşek benim. en büyük başarısızlıklardan olan başarının kıyısından dönmüş insanlardan birisi olarak hayat boyu yürümeye devam ediyorum. hiçbir zaman o havuca ulaşamayacağımı,ne kadar yaklaşırsam yaklaşayım yetişemeyeceğimi biliyorum. ama bu gerçekliğe kendimi ikna edemiyorum. başarıya bu kadar yaklaşmışken her seferinde kıyısından dönmüş olmanın acınası yenilmişliğini hiçbir zaman sindiremiyorum. yine de yürüyorum.
      0günaydın sayın yazar yazı güzel ama beynim daha uyanmadı, kusura bakmazsan bir şey soracağım bunu bu saatte mi yazdın? - lszyn 22.09.2017 07:52:31 |#3454354
      1yeni uyanmadım. çok oldu uyanalı ama hayır normalin dışında olarak bunu yeni yazmadım. sabah sabah önüme düştü buraya atayım dedim. :) - devriksekiz 22.09.2017 07:53:51 |#3454414